Işığı duyarlı cam, ışığın etkisiyle rengi koyulaşan ya da
açılan bir CAM türüdür. Fotokromik camda değişme tersinirdir; ama fotoduyarlı
camda öyle değildir. Ayrıca, fotoduyarlı camın, renklenmesi için ısıtılması
gerekir.
Fotokromik cam: Fotokromik cam, belli bir dalga boyunun
etkisiyle, sözgelimi morötesi ışığın ışınımı sonucu, koyulaşır ve ışınım
kaynağından uzaklaştırıldığında, yeniden özgün rengini alır. Bu tür camlar,
gözlükler için, renk ayarını kendi kendine gerçekleştiren merceklerin yapımında
kullanılır. Fotokromik mercekler, morötesi ışık içeren gün ışığında karararak,
güneş gözlüğü haline gelir. Gün ışığından uzaklaşıldığında da, yeniden eski
haline döner.
Fotokromik cam, yaklaşık 50 angström çapında gümüş halürleri
(HALOJEN’lerden türetilen tuzlardır) ile az miktarda bakır oksit duyarlaştırıcı
içerir. Gümüş halürlerin (gümüş klorür, gümüş bromür, gümüş iyodür) birbirine
oranı, camın duyarlı olacağı ışınımın dalga boyunu belirler. İçerdiği maddeler
arasında gümüş klorürün birinci sırayı aldığı cam, morötesi ışığa duyarlıdır.
Gümüş bromür ve gümüş iyodürün eklenmesiyse, tayfın görünür bölümüne duyarlık
kazandırır. Fotokromik cam, morötesi ışık aldığında, ışınımın enerjisi, gümüş
klorür moleküllerini, kararmaya neden olan gümüş ve klor atomlarına dönüştürür.
Bu süreç, fotoğraf filminin görünür ışıktan etkilenmesine benzer, ancak arada üç
önemli fark vardır. Birincisi, fotokromik camda oluşan gümüş billurları, fotoğraf
emülasyonunda oluşanlardan yaklaşık on milyon kez daha küçüktür. İkincisi, cam
oldukça eylemsizdir ve bu nedenle, etkin klor atomları, yanal tepkimelerle
yerlerinden uzaklaştırılmazlar. Üçüncüsü, cam geçirgen olmadığından, klor
atomları tepkime sınırından öteye kaçamazlar. Morötesi ışınım kaynağı uzaklaştığında,
gümüş atomları ile klor atomları yalın bir biçimde yeniden birleşerek, gümüş
klorür oluştururlar. Fotokromik camın temel bileşimi, bir alkali metal olan
borosilikat ya da metatosfat cama benzer.
Fotokromik cam, gözlük camlarının yanı sıra, pilotların
güneş ışınlarından korunması için, uçak camlarının yapımında da kullanılır.
Öteki kullanım alanlarının başlıcaları şunlardır: Optik bilgi saklama ve
gösterme sistemleri; ışınım denetimi gerektiren yerlerdeki kaplamalar, ışığa
duyarlı ilaç ve yiyecek kapları; bazı yapılardaki güneşlikler.
Fotoduyarlı cam: Camdaki fotoduyarlık olayı, ilk
olarak koyu kırmızı camda ortaya çıkarıldı. Kırmızı cam, camın yapımında
kullanılan bileşime, bakır ya da altın bileşiklerinin eklenmesiyle yapılır.
Cam, ilk yapıldığında renksizdir. Rengini, tavlanma ve yumuşama sıcaklıkları
arasında bir sıcaklığa kadar yeniden ısıtıldığında alır. Camın, yeniden
ısıtılmasından önce morötesi ısına tutulması durumunda, son renginin çok daha
koyu olduğu anlaşılmıştır. Modern fotoduyarlı cam birleşimleri, bakır, gümüş ya
da altın bileşikleri içerir ve yalnızca baştan ısıtılmışlarsa, yeniden
ısıtıldıklarında renk alırlar. Baştan ısıtma uygulanmazsa, renksiz kalırlar.
Fotoduyarlı cam tabakasına, morötesi ışık kullanılarak fotoğraf negatifinden
bir görüntünün yansıtılmasından sonra camın yeniden ısıtılmasıyla, yalnızca
ışığın düştüğü alanların kararması yani görüntünün cama çıkması sağlanabilir.
Altınlı fotoduyarlı cam birleşimleri bir duyarlaştırıcı
(çoğunlukla seryum metalinin bir bileşiği) içerir. Yeniden ısıtmadan önce cam,
morötesi ışına tutulduğunda, üç değerlikle seryum İYON'ları (üç artı yük),
aşağıda gösterildiği gibi, dört değerlikle seryum (dört artı yük) iyonları
oluşturacak biçimde fazladan bir elektron yitirir:
Cam soğukken elektron hareketsiz kalır; ama yeninden
ısıtılınca, bileşimindeki altın iyonlarıyla tepkimeye girip, altın atomları vererek
camın renklenmesine neden olur:
Bakırlı ve gümüşlü fotodoyarlı camlar, normal olarak
duyarlaştırıcıya gerek göstermez, ama renklenme süreci, altınlı camlarınkine bezer.
Camda metal atomlarının oluşması, son renklenmeye neden olur:
Fotoduyarlı camlar, görüntüyü oluşturun metal tanecikleri çok
küçük olduğundan, optik ölçeklerin ya da retiküllerin yapımında kullanılmayı
çok elverişlidir. Yeniden ısıtmadan sonra camın soğuması dikkatle denetlenerek,
metal taneciklerin boyutu, görünür ışığın dalga boyunun altında tutulabilir.
Gümüşlü fotoduyarlı cam, fotokromik camdan farklıdır.
Gümüşlü fotoduyarlı cam, gümüş iyonları içerir; oysa, fotokromik cam, gümüş
halürü billurlarından oluşur. Fotoduyarlı camda renk bir kez oluştu mu, işlem
tersine dönemez; çünkü, metal atomları, oluştuktan sonra, iyon oluşturacak
biçimde yeniden tepkimeye girmez.
Yorumlar
Yorum Gönder